'Dişiliğimi sonradan keşfettim'
Ceren Hindistan: Çok kavgacı, asi bir kızdım. Karakter olarak babama benziyorum. Feminist tarafım güçlüydü. Hayatımda topuklu ayakkabıyı yarışmaya katılırken mecburiyetten giydim. Dişiliğimi de ondan sonra keşfettim
Ceren Hindistan, ilk olarak 2007 yılında katıldığı güzellik yarışmasıyla adını duyurdu. Ardından 'Baba Ocağı' ve 'Sakarya Fırat' gibi dizilerde rol alarak, televizyona adım attı. Yeni projesi 'Babalar ve Evlatlar'da 'Zeynep' karakterini canlandıran genç yıldız, dizide Fatma Girik, Serdar Gökhan, Murat Ünalmış gibi isimlerle rol alıyor. Hindistan'dan Türkiye'ye göç etmiş bir ailenin kızı olarak Ankara'da büyüdüğünü anlatan Hindistan; ilk kez İstanbul'da çekilen bir dizide rol aldığını ve bundan dolayı çok mutlu olduğunu söylüyor.
- Yeni dizinizde nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?
Şimdiye kadar birçok karakteri canlandırdım. Egeli, Doğulu oldum şimdi 'Zeynep' olarak İstanbullu bir kızım. Okumuş ve kostüm tasarımcısı olan biri. Çok fazla detay vermek istemiyorum. İlk defa İstanbul'da çekilen bir dizide rol alıyorum. Set sonrasında gidip evimde uyuyabileceğim. Yapımcımız, yönetmenimiz çok iyi, herkes birbirini tanıma sürecinde.
- Güzellik yarışmasında dereceye girmenizden sonra süreç sizin için nasıl gelişti?
Mankenlik yapmayı istediğim için girmedim yarışmaya. Ailem haberim olmadan başvurmuş, annemle fotoğraf çekimine gittik ve bir süre sonra ön elemelerden geçtiğimi öğrendim. İstanbul'a çağırdılar, öyle bir valiz hazırladık ki; süreceğim ojenin rengine kadar liste göndermişlerdi. Kaç punto topuklu ayakkabı giyeceğimiz de belirtilmişti tabii. Ben o ana kadar topuklu ayakkabı giymemiş bir kızdım. Erkek Fatma gibiydim, nerede kavga ben orada. Sonra ben ve topuklu ayakkabı... İlk 10'a kalınca bir yapımcının dikkatini çektim. İstanbul'a geldim ardından ve oyunculuk workshop'larına katıldım.
- Seviyor musunuz İstanbul'u?
Çok korkuyordum, rahat bir şehir olması ürkütüyordu ilk zamanlar. Ankara farklıdır İstanbul'dan, memur şehridir. Buraya da ağabeyimle beraber yerleştik.
- Neler değişti hayatınızda?
Her şey aynı, sadece ailem Ankara'da kaldı. Ceren biraz daha topuklu giymeye başladı ve süslü oldu.
- Oyunculuk çocukluktan beri hayalini kurduğunuz bir meslek miydi, yoksa kendiliğinden mi gelişti her şey?
Açıkçası tasarımcı olmayı çok isterdim daha sonra turizm üzerine eğitim aldım. Bu sektöre girince sevmeye başladım, aslında insan hakikaten 7'sinde neyse, 70'inde de o. Her şey olacağına varıyor. Bütün meslekleri yaşayabildiğim tek meslek oyunculuk, bütün farklı karakter egolarını tatmin edebiliyorsun. Ceren olarak yapamayacağın şeyleri başka karakterlerde yapıyorsun.
- Çok mu asi karakterliydiniz?
Çok kavgacıydım, asiydim. Karakter olarak babama benziyorum. Feminist tarafım güçlüydü, sonradan dişiliğimi keşfettim.
- Fiziğiniz kime benziyor peki?
Benim tüm ailem birbirine benziyor. Annemle babam da kardeş gibiler. Ailece renkli gözlüyüz, abimle tek yumurta ikizi gibiyizdir, kendisi benim sakallı halim.
- Aslen nereli aileniz?
Karslıyız ama soyumuz Hindistan'a dayanıyor. Hindistan'dan Kars'a göç etmişiz. Baltalı Mehmet Paşa zamanlarında gerçekleşmiş bir hikaye...
"Aşıkken mantığım devre dışı kalıyor"
- Aşka inanırmısınız?
Aşka inanıyorum. Aşk, kalbin beyne hükmetmesidir. Benim de kalbimin beynime hükmettiği çok zaman olmuştur. Aşık olduğumda mantığımı ön plana çıkaramıyorum ve çok fazla hata yapabiliyorum. Çok aşk acısı da yaşadım. Eğer yaşamasaydım karakterlerde veremezdim bu hissi.
- Çektiğiniz aşk acıları sizi aşktan soğutmadı mı?
2007 yılında birlikte olduğum kişi tarafından aldatıldım. Ama bu olay bende bir önyargı oluşturmadı, her insanın karakteri farklı. O yaşta bu deneyimi yaşamam iyi oldu. Tecrübe yenilen kazıkların bileşkesidir. Şimdi aşık mıyım? O benim sırrım...
Yeni Asır