"Behzat Ç.'yi,yaşama daha çok bağlanmak için izliyorum."
'Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi' izleyici yorumları...
Ölümden daha çok ürkmek, yaşama daha çok bağlanmak için izliyorum...
Benim çok arkadaşım yoktur. Bu diziyi neden bu kadar sevdim? Onu da bilmiyorum. Şimdi bu dizi gerçek peki ben gerçeği sever miyim her zaman? Hayır. O zaman gerçeklik değil sadece...
Bu adam memur, kardeş, baba, koca, amir, müdavim, sevgili, insan... İşte ben bundan dolayı sevdim Behzat Ç.'yi. bu adam gerçek olsaydı çok severdim. Ben onu bundan sevdim. Harun'u da severdim tıkınması hariç. Hayalet zaten biraderim olurdu. Akbaba yoldaşım. ulan.... keşke böyle arkadaşlarım olsaydı! pavyona da giderdik beraber, hayatımı da feda ederdim onlar için. Ama yok. Behzat Ç var, iyi ki var!
Ne düşündüğünü önemsemeden gerçeği çarpıyor insanın yüzüne...
Bazılarının beğenmemesinin altında bir sebep arıyorum arıyorum ve aklıma bir tek şu geliyor. Abi bu dizi çok gerçek. ve bizim ülkede herşey bu kadar gerçekken insanlar televizyonlarını açtıklarında gerçek hayattan bir nebze olsun sıyrılabilecekleri diziler izlemek istiyorlar. Ve ne yazık ki Behzat Ç.' nin hatası gerçeklerin üstünü örtmüyor gizlemiyor.Ne düşündüğünü önemsemeden gerçeği çarpıyor insanın yüzüne...
3. sayfa haberlerini okumadan geçen bir ülke olmuşken 3. sayfada ki olayları çözmeye çalışan bir komiser ilgi çekici gelmiyor olabilir.
Bırakın yaşasınlar gerçek dışı hayal dünyalarında... İnanıyorum ki hani bazı diziler tekrar gösterildiğinde ya da üzerinden biraz vakit geçtikten sonra ciddiye alınıp izleniyor reyting patlaması yapıyor ya behzat ç.' de de böyle olacak. bir gün insanlar bu diziyi farkedecekler.
Girişi gelişmeye, gelişmeyi sonuca tek bölümde ve seyir zevki en yüksek olacak şekilde bağlaması, diyalogları, müzikleriyle yıllar sonra hatırlanacaklar listesine ilk üçten giriş yapan müthiş dizidir. Her ne kadar bir ankara polisiyesi olarak tanıtılsa da, arka fonda sinir bozan kahkaha efekti barındıran bütün dizilerden daha çok güldürmektedir.
Behzat Ç.'ye dizi demek ne kadar doğru bilmiyorum.
Bende ekran karşısında televizyon seyretme hissinden ziyade o adamların yanında konuşmadan duran biriymişim hissini uyandırıyor. Gülen, heyecanlanan, hüzünlenen ve küfreden ama sesi duyulmayan biri olarak onların yanında hissediyorum kendimi. Neden mi böyle oluyor? Çünkü gerçek hayatı senaryoya döküyorlar. Senaryodan gerçeklik çıkarma derdinde değiller.
Çok acayip, çok gerçekçi, çok benden bir dizi.
Ben pek dizi izlemem. Bir lost var(dı) benim için bir de Behzat Ç. başka yok.
Bu akşam Bergman'dan yaban çilekleri'ni izledim yine. Ardından Behzat amirimin ilk 5 bölümünü tekrar tekrar.Süper, süper, süper iş bu. dedim ya çok benden. Demirkubuz filmleri kadar gerçek. Her bölümünü en az dörder kez izledim. Parça parça sahne tekrarları hariç...
Gönlümü verdiğim
İnsandan, "biz farklıyız" itirafını ve reddelişin acısını hazmetmeye çalıştığım o günlerde izledim Behzat amirime bahar öğretmenin tokadı bastığı sahneyi. Oysa mutsuz olsak da birlikte mutsuz olabilirdik sevdiceğim.
Polisiye izlerken ağlar mı insan, ağlar mı erkek adam? Öyle bir ağlar ki...
Yürüdüğümüz sokakta, oturduğumuz mekanda, kendi hayatımızın yanıbaşında
Diğer dizilerin genel havasında bulunan ulaşılamayacak, ütopik durum, olay ya da hayatları gösterme eğilimine tamamen zıt, yürüdüğümüz sokakta, oturduğumuz mekanda, kendi hayatımızın yanıbaşında meydana gelen olayları ve yaşananları anlatan roman(lar)dan uyarlama dizi.
Çok kısa zaman içinde efsaneleşmesinin önemli bir payı böyle bir içeriğe ve içeriği sunuş-anlatış biçimine sahip olmasıdır.Bu parçayı tamamlayan oyuncular-oyunculuklar ile bütünüyle harika bir şekile bürünmüş yapım.
-Hem mağdur hem mağrur bi adam. sessiz sessiz ağlıyor sürekli sanki yumrukları indirirken biyandan. ne kızı olmak ister insan ne karısı. annesi olsam da bi çekip çevirsem diye düşünebilir ancak.
-Televizyon tarihinin en güzel abi kardeş kavgasına şahit olmuş dizi
-Dertli gönüllere ilaç gibi gelen dizidir.
-Sanırım izlediğim en iyi türk dizisi. ankara atmosferi, pavyon ortamları falan da cezbetmiş olabilir beni ama gerçekten ilginç bir kimyası var dizinin ve başından kalkmak zor oluyor.
-Vıcık vıcık olmuş ekran dizilerinin arasından sıyrılan samimi dizi.
-Yapılmış en iyi polisiye dizidir.
-Ailece izlediğimiz tek dizi. taş gibi dizi.
-Her karakterin hikayesinden ayrı ayrı dizi çıkarabilecek yapıya sahip dizidir.
-Ceset çıkarma sahnesinde farkında olmadan ağzımdan nefes aldığım dizi. birkaç dakika sonra farkına vardım. öylesine hissettirdi yani.
-Yıllar sonra işi, gücü, sporu erteletmiş televizyonun başına kilitlenmemi sağlamış über dizi.
-Heyecanın ve belirsizliğin arttığı dizi. olaylar çok kaliteli bir polisiye dizisi havasında devam ediyor. türkiyede daha önce, daha iyisi yapılmadı.
-Alabildiğine ciddi, trajik bir hikayenin içine bu denli komedi katabilen yegane eser.
-İzlediğim en 'Türk' Türk dizisi. underground türk kültürü diye birşey varsa her repliğiyle bu dizide vücut buluyor ciddi ciddi.
-Her bölümü bir sinema filmi tadında dizi.
-10. bölümüyle türk televizyonlarında gelmiş geçmiş en iyi dizi bölümüne imza atmışlardır, o kadar söylüyorum.
-Yok boyle bir bölüm. el classico bile yanında sönük kaldı
-Türk diziler tarihinin bana göre en güzel bölümüne sahip dizidir.
-Valla her bölüm bir öncekinden güzel, her bölüm daha da sarmakta.
-10 yaşındaki televizyonumda bile gerçeklik algılarım alt üst oldu, birebir yaşadık o anları resmen
-Behzat ç. ankara özlemini ve ankaralılığı ve hatta "başkent"in ne demek olduğunu yakalamış bir dizidir
-Dizi izlemeyen, dizi izleyemeyen bünyemi bu gece itibariyle esir almıştır. ilk izlenim olarak çok samimi ve doğal bulduğumu söyler, bundan sonra beni de takipçileri arasına almış olduğunu beyan ederim.
-Sanırım türk televizyon tarihindeki sayılı yapımdan biridir. ilk beşe bile girer o derece.
-Türkiye ölçülerine göre oldukça başarılı polisiye.
-337. dönem askere gidecek sözlük yazarları arasına müdahil olduğum için, izlemekten mahrum kalacağım dizidir. tam da son bikaç gündür, geceleri peş peşe tekrar bölümleriyle keyifle izliyordum. ama ne yapalım, gidiyoruz la işte.
-Bir yandan çok deli, karizmatik diğer taraftan yıkık tamamiyle ele alınınca bomba bir karakterdir.
-Dikkat eksikligi denen dertten muzdarip ben bile defalarca ayni ilgiyle, ayni dikkatle bu diziyi izlerken buluyorum kendimi.
-Televizyonda izlenmeye değer bulduğum tek dizi olmuştur. bir dizi bu kadar sahici olur.
-"Hadi ama artık gelsin pazar günü" diye bekleten dizi.
-Bir diziyi izlemek için gerekli tüm özelliklere sahip. hızlı sahneler, sağlam karakterler, akıcı bir senaryo, kaliteli mizah, iyi oyunculuk ve ankara. daha ne olsun! çıtayı yükselten bir yapım.
-Bu dizinin seyircisi acaba haftaya ne olacak merakıyla beklemiyorlar yeni bölümü, sevdikleri birini bekler gibi bekliyorlar.
-"Akşama behzat vaaar ,akşama behzaat vaaar" cümlelerini kendimce şarkıya dönüştürerek eve yürüdüm bugün.sevgimin geldiği boyutu göstermek adına ufak bir örnek.
-Öncesinde pazar akşamlarına doğru girmekte olduğum depresif ruh halini, sayesinde pazar gecelerine ötelediğim, herkesin doğal olduğu, "rol yapmadan nasıl rol yapılır"ı sergilediği, "e ama hadi saati gelsin de başlasın" dediğim, reklamlarda yerimden kalkmak istemediğim dizi.
-Pazartesi sendromunu yok etmek için pazar akşamları yemekten sonra bir doz alınması gereken dizi.
-Babamı izlemeye alıştırdığım dizi. adam pazarları iple çeker oldu.
-Polis olayım,amirim ol
-Yaptığı bir iyiliği, iyilik yaptığı kişiye söylemeyecek kadar ince ve güzel bir karakterdir behzat ç.: geçmiş bölümlerden birinde harun, babasının otobüs kaçırma hadisesinden doğan masrafları karşılamak için polis sandığından kredi çeker. tabii bu kredinin geri ödemesi harun'u zorlayacaktır. behzat amirim harun'a çaktırmadan eski topçusu olduğu klübün servisini kullanma işini harun'un babasına ayarlar. harun'un ağzı kulaklarına varmıştır; çünkü hem babasının otobüs kullanma sevdasına hem de aldığı kredinin geri ödemesi işine çözüm bulunmuştur. harun bu durumu ağzı kulaklarında anlatırken behzat ç.'ye; amirim en yakın arkadışını kendine minnet ettirecek "hadi sayemde" cümlesini kurmayarak gönlümü kazanmıştır.