Üçüncü sezon mükemmel olsun istiyoruz
“Behzat Ç.” hayranları heyecanla dizinin üçüncü sezonunun başlamasını bekliyor. Dizinin komiser yardımcısı Cevdet’i canlandıran Berke Üzrek ile “Behzat Ç.”nin neden bu kadar çok sevildiğini ve yeni projelerini konuştuk.
İki sezondur “Behzat Ç.” dizisinde komiser yardımcısı Cevdet olarak izleyici karşısına çıkıyorsunuz. En başa dönmek gerekirse bu projede yer almak istemenizin nedeni neydi?
- En son “Yalancı Romantik” diye bir dizide oynamıştım. Dizi bittikten sonra tiyatroya döndüm. Bir buçuk iki senedir de bir dizide yer almıyordum. İçime sinen bir proje de gelmemişti. Sonra Serdar Akar’la konuştuk, bu projeden bahsetti. Dizide Erdal Beşikçioğlu’nun da rol alacağını söyledi. Ben de senaryoyu okumadan kabul ettim. Çünkü Serdar Akar önemli bir yönetmen.
Senaryoyu okumadan kabul ettiğinize göre Serdar Akar’a güveniniz tam sanırım.
- Bazı işlerde senaryoyu okumana gerek yoktur. Bir Nuri Bilge Ceylan filminden teklif gelirse senaryoyu okumazsın. Bazı yönetmenler öyledir, senaryo okumadan kabul edebilirsin. Serdar Akar’la ilk kez çalıştık ama uzun zamandır tanıyordum. Bir de yıllar geçtikçe oyunculukta öğrendiğim şeylerden bir tanesi de senaryo kadar işi yapacak kişinin de çok önemli olduğu. Senaryo iyi diye girip de kötü yönetimlerle bir şeye benzemeyen filmler de oldu. O benim için büyük bir tecrübe oldu. Bu projeyi kabul ederken de hislerimi dinledim.
Genellikle hislerinizle mi hareket edersiniz?
- Hislerimle hareket etmem gerektiğini biliyorum. Oyunculuk da hislerle ilgili. Hisler benim için sessizliğin sesidir.
CEVDET ZOR BİR ROL
Dizide en çok gerçek polis hissi verenin Cevdet olduğu konuşuluyor, siz ne diyorsunuz bu duruma?
- Evet, ilçe emniyet müdürlerinden “oradaki tek gerçek polis sensin, tebrik ediyoruz seni” diyenler oldu. Bir polisten bunları duymak hoşuma gidiyor tabi. Olaylara yaklaşımı biraz da akademik boyutta oluyor Cevdet’in. Bunun sebebi de Cevdet’in alaylı polis olmasından. Cevdet, Ziraat Mühendisliği’nden sınavla polis oluyor. Diğerleri polis okulu mezunu. Polis okulu okumuş kişinin tavrıyla sonradan polis olmuş kişinin tavrı arasında fark var. Biz bu çizgiyi ayırmış olmak için özellikle seçimler yaptık ama sonu çok farklı oldu.
Siz Cevdet karakterine senaryo dışında neler kattınız? Cevdet zor bir rol mü?
- A’dan Z’ye Cevdet’i yarattık. Zor bir roldü. Özellikle Cevdet komedi aksiyonu yüklediği için en büyük riski tipe kaçması ve inandırıcı olmamasıydı. Zor bir dozajdı. Hem bir tebessüm oluşturacak bir aksiyon içinde olacağız hem de ciddi bir polis. Bu zor bir işti bunu da başardığımızı düşünüyorum, halk benimsedi.
Peki “Behzat Ç.” sizce niye bu kadar çok sevildi?
- En önemli faktörlerinden bir tanesi Erdal Beşikçioğlu’nun oyunculuktaki performansıdır. Erdal Abi’nin ipi göğüslüyor olması bize cesaret verdi. Bir anlamda Erdal Beşikçioğlu, bu ülkede oyunculuk var deyip çıtayı yükseltmiş oldu veya olması gerektiği yere koydu. Bu da oyuncular arasında tatlı bir rekabet başlattı. Bir de biz yedirmeye çalışmıyoruz, inandırmaya çalışıyoruz. En büyük artılarından biri de belki bu. “Behzat Ç.” gerçekliğe çok yakın bir iş.
MAÇ KONUŞUR GİBİ DİZİYİ TARTIŞIYORUZ
Dizi Ankara’da çekiliyor. Dizi ekibi olarak bir yere gittiğinizde Ankara halkının size ilgisi nasıl?
- Vallahi ekiple bir yere gidemiyoruz artık. Öyle bir ilgi var, yoksa adam başı yüzer fotoğraf çektirmekten bir hal oluyoruz. Erdal’ı zaten bölüp bölüp dağıtsak yine de yetinmeyecek durumu var. İnsanlar bir de televizyonda gördüğünü gerçekte gördüğünde garip bir şok yaşıyor, dokunanlar filan oluyor.
Diğer oyuncu arkadaşlarınızdan nasıl tepkiler alıyorsunuz?
- Normalde oyuncu arkadaşlarımla dizilerden konuşmayız aslında. Fakat ilginçtir “Behzat Ç.” hakkında konuşuyoruz. Ben de konuşmaktan hoşlanıyorum. Sanki maç konuşur gibi diziyi tartışıyoruz. Bunu ilk defa yaşıyorum.
Peki son olarak ekip üçüncü sezon için heyecanlı mı peki?
- Birinci sezon çok iyidi. İkinci sezon da çok iyiydi. Üçüncü sezon mükemmel olsun, ikisinin de üstüne çıkan bir iş yapalım istiyoruz. Bu heyecan bütün ekipte var.
ÖDÜL ALMAK GURUR VERİCİ
Geçtiğimiz aylarda “Marmara” filmindeki rolünüzle Madrid Film Festivali’nde “Yabancı Dilde En İyi Erkek Oyuncu” dalında ödüle layık görüldünüz. İlk olarak filmdeki rolünüzden bahseder misiniz?
- Film, Türk bir babanın biri Türk, diğeri Amerikalı iki kadından olan çocuklarının buluşmasını anlatıyor. Ben de bir balıkçıyı oynuyorum. Filmin çekimlerini 2010 yazında Marmara Adası’nda yaptık.
Ödüle aday olduğunuzu duyunca neler hissettiniz?
- Bir arkadaşım mesaj attı. Ben de uyandığımda mesaja baktım, “Mardin’de mi yarışıyorum, acaba” dedim. Baktım sonra Madrid. Şaşırdım, listede ismimi görünce heyecanlandım.
Peki, ödülün sahibi olmak nasıl bir duygu?
- Türk bir oyuncu olarak uluslararası bir festivalde ödül almak gurur verici tabi. Ülkemizi iyi bir şekilde temsil etme şansını yakaladığımı düşünüyorum. Bu da beni çok mutlu etti.
TİYATROYA DAHA FAZLA VAKİT AYIRMAM GEREKLİ
Yeni projeleriniz var mı?
- Birkaç film hikayemiz var. “Love Notes” diye bir film çekeceğiz. Bir spastik kızın gözünden anlatılan bir hikaye. Eylül ekim gibi kameraya start vereceğiz sanırım. Öte yandan geçen sene işlerimim yoğunluğundan tiyatroya vakit ayıramadım. Ama bu sezon eylül ekim ayında bir oyun düşünüyorum. Tiyatro biraz daha zor. Daha fazla vakit ayırman gerekiyor.
Hürriyet Kelebek - Gülbahar Karakuş