Yeni polisleri takdimimizdir!
Behzat Ç. duymasın artık onlarda ünlü.
Zıpkın gibi, esprili ve işlerinde çok başarılılar. Biri sürekli yemek yiyor, diğeri hayalet gibi suçluyu takip ediyor, öteki ise bir bakışla maktule otopsi yapıyor. Onlar Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi'nin kahramanları Dizide cinayet büroda çalışan polisleri canlandıran İnanç Konukçu, Fatih Artman ve Berkan Şal'ın ortak özellikleri çok. Üçü de Ankaralı, tiyatro bölümü mezunu ve bu dizi onların ilk televizyon tecrübesi...
FATİH ARITMAN
Yolda beni görünce bisküvi ikram edenler oluyor.
Dizinin kadrosuna nasıl dahil oldunuz?
Biraz ilginç oldu gerçekten. Dişime dolgu yaptırmaya gidiyordum, çok yakın bir arkadaşınım işi nedeniyle dizi için görüşmelerin yapıldığı otele gittik. Orada yönetmen Serdar Akar beni gördü. Sonra ben dişçime gittim. Dolgu sırasında bir telefon geldi, görüşmek istediklerine dair ve ben de görüşmeye gittim. Sonrasında bu görüşmeler sıklaştı ve diziye girdim.
Neden oyuncu olmak istediniz?
Bu soruyla çok karşılaştım ama hiçbir zaman çok net bir cevap bulamadım. Ama en büyük nedenlerinden biri 'beğenilmek' hissiyatı. Biraz egosantrik bir durum tabii ama gerçek bu.
Oynadığınız 'Harun' karakterini nasıl yarattınız?
Bilmiyorum. Rolü okudum ve kafamdaki Harun'u eksiksiz yansıttım. Tabii ki bir karakter oluşturmada karşı taraftaki karakterlerin senin oynadığın rol hakkında söyledikleri çok önemli. Ayrıca oyuncular arasındaki paslaşmalar da önemli.
BİR TAKSİCİ 'PSİKOPAT' DEMİŞTİ
Harun o kadar çok seviliyor ki hayranlarınızdan bugüne kadar aldığınız en ilginç tepki neydi?
Bir keresinde yemek yediğim restoranda bir kadın 'Fotoğraf çektirebilir miyiz?' diye sordu, 'Tabii' dedim. 'Yok ben yemek yerken çekmek istiyorum' dedi. Psikopat polis diye korkan bir taksici olmuştu bir kere de. Korkmasına değil bana psikopat demesine çok şaşırmıştım. Çünkü Harun ne olursa olsun, psikopat bir polis değil.
Özellikle sürekli 'püsküüt' yemek istemeniz çok sevimli geliyor izleyenlere. Sizinle 'püsküüt' yemek isteyen oluyor mu?
Bisküvi ikram eden oldu ama kimse 'Beraber yiyelim' demedi. Çok ilginç bir teklif olurmuş aslında şimdi düşündüm de...
Harun ile Fatih Artman'ın benzeyen yanlan nedir?
Çok fazla benzeyen özelliği yok.Belki patavatsızlığı ve çabuk sinirlenmesi benziyordur biraz.
BERKAN ŞAL
Akbaba' konuşmayı pek sevmeyen, Berkan ilginç bir karakter. Gerçek hayatınızda O Akbaba ile benzer yönleriniz nedir?
Aslında rol söz konusu olduğunda her şey kendinizden çıkıyor. Elbette senaryo ve rolün gereklilikleri çerçevesinde. Yani sizde de mevcut olan doneleri tekstin gereklilikleriyle harmanlıyor ve bir denge kuruyorsunuz. Örneğin özel hayatımda çok ve boş konuşmayı sevmeyen biriyim, hatta insanlar beni taradıktan sonra bana yaklaşmakta tereddüt ettiklerini söylemişlerdir. Bunun nedeni dışardan agresif ve sert görünmemmiş.
Peki Berkan Şal nasıl biri?
Hemen her konuda hızlı ve çözüme ulaşmayı seven bir yapıya sahibim. Beklemeyi sevmiyorum, hatta yavaş seyreden ya da yavaş olması gereken konu veya durumlarda fazla sabırsızım. Genelde yaşama karşı biraz rahat davrandığımı söyleyebilirim ama söz konusu zaman olduğunda vakit kaybına dayanamıyorum. Bir anlamda görev adamı olduğumu söyleyebilirim. İnsanları kırmaktan ya da üzmekten nefret ederim. Hatta sırf bu yüzden çoğu zaman kendim üzülmüşümdür.
NASIL İSPİYONLARSIN?
'Akbaba' lakabı nereden geliyor?
Sürekli cesetlerin ya da ölecek insanların başında bittiğim için. Bunu bir akbabadan başka kim yapar ki?
Bugüne kadar aldığınız en ilginç seyirci tepkisi neydi?
Behzat Amir'i ispiyonladığım bölümden sonra çok ilginç tepkiler aldım; 'Nasıl ispiyonlarsın?' diye hesap soran da oldu, 'Aferin aferin, sonunda barıştınız' diye tebrik eden de.
Saçlarınızı bu rol için mi uzatıp küpeyi bu rol için mi taktınız?
Hayır, neredeyse 20 yıldır aynı görüntüdeyim.
Ankara sokaklarında artık rahat yürüyebiliyor musunuz?
İnsanların tepkileri çok güzel ve çok yoğun buna rahatsızlık diyemem ama bazen çok yorucu olabiliyor çünkü 40 yıldır Ankara'da yaşıyorum. Daha düne kadar bu şehrin sokaklarında çok rahat yürürken şimdi hiçbir şey eskisi gibi değil..
İNANÇ KONUKÇU
Dizideki adınız neden HayaleT?
Hayalet karakteri, romanı okuyanlar da bilirler, iz sürmede usta bir tip ve her an, her yerde olabiliyor. Ve herkesi tanıyor. Yani aslında gölge gibi bir yapısı var. Takip konusunda usta, fark ettirmeden herkesi takip edip yerini bulabiliyor.
Hayalef rolünü ortaya çıkarmak için nasıl bir yol izlediniz?
Ben karakter yaratımına inanmam. Bu cevabım ukalaca gelebilir fakat bence karakteri yaratmak yok, ufak başkalıklar vardır insanlar arasında. Bu başkalıkları samimiyetle ifade etmeye çalışmaktır görevim. Becerebiliyor muyum, bilmiyorum.
Polis olan yakınınız var mı? Rolünüzü yaratırken onların deneyimlerinden de faydalandınız mı?
Bu ülkede polisi, polis psikolojisini bilmek için bir polis yakınma ihtiyacımız yok bence. Her gün gördüğümüz, her an ve her yerde rastladığımız kişiler. Tahmin edilebilir yaşamları var aslında. Ama bir ötekilik içinde yaşıyorlar bunu. Çünkü insanlar polislere, öteki olarak bakıyor ve onların da buna alıştığını düşünüyorum. Bu onlara hem özgürlük hem kısıtlama getiriyor. Öteki olmak her daim zor yani. Öteki durumunu yaşayan bir kişiyle empati kurmak benim için zor olmadı açıkçası.
İNSANİ DUYGULARLA TAŞ ATTIM
Dizide görev adamı, biraz geri planda kalan, toplum tarafından ezilmişlerin de sesisiniz biraz. Özellikle gecekondu sahnesinden sonra seyirci sizi daha çok sevdi. Siz ne diyorsunuz?
Bir polisiye dizisi için oldukça gerçek bir iş yaptığımıza inanıyorum. Bu işin basit gibi görünen gerçekliğinin, ülke gerçeğiyle uyuştuğunu düşünüyorum. Hani hep bahsedilen ve klişeleşmiş bir tabir vardır ya 'gecekondu gerçeği' diye, işte o büyük harflerle var. Bunu yaşayan ülkenin polisi yani Hayalet de gayet insani duygularla, yaptığı mesleğe ters de düşse, eline taşı alıp karşı çıkıyor evinin yıkılmasına.
İnanç Konukçu ile Hayalef in karakter açısından benzer yönleri nedir?
Hayalet yani Sabri, benim gibi mahalle çocuğu ve yine benim gibi Ankaralı.
Bu rol oyunculuğunuza neler kattı?
Bu benim televizyondaki ilk projem. İlk projede böyle bir yönetmen böyle bir ekip... O kadar çok şey öğreniyorum ki her gün. Daha önce bir tiyatro eğitimim ve oynadığım oyunlar var ama şimdi başka bir şey yapıyorum, kendimi sınıyorum.
İzleyenlerden gelen en komik yorum nedir?
'Harun'a söyle püsküütü çok yemesin' diyorlar. Çok hoşuma gidiyor.
Bu diziden sonra Ankara sokaklarında yürümek zor mu?
Ben Ankaralıyım ve hep aynı yerlerdeyim. Büyük bir değişim yok hayatımda yani.