Benim Tatlı YalanımAslı Bekiroğlu Formsante Dergisine Kapak Oldu
Aslı Bekiroğlu
İçinden geldiği gibi, renkli ve enerjik!
Sosyal medya fenomenliği ile başlayan hikayesine, oyunculuk ile devam eden Aslı Bekiroğlu’nun enerjisine kayıtsız kalmak imkansız!
Hayatımıza, çektiği kısa ve bir o kadar da komik videolarıyla girdi. Güzelliği ve pozitif enerjisiyle hemen fark edildi. Bir reklam filmiyle başlayan televizyon, dizi ve sinema macerasına aylar geçtikçe yenileri eklendi. Şimdilerde yepyeni bir dizi projesi ile karşımıza çıkacak Aslı Bekiroğlu’ndan hayatında neler olup bittiğini öğrendik!
Yüzünüzü aslında ilk sosyal medya videolarıyla tanımaya başladık. Sonrasında neler oldu?
Evet, sosyal medya videolarım ile tanındım. Sonrasında da bir sosyal medya mecrası üzerinden, bir dondurma markasından reklam teklifi geldi. Hatta babamla inanmadık reklam çekmek istediklerine! Babam konuyla ilgili bir toplantı ayarlamak istedi ve her yere benimle beraber geldi. Reklamdan sonra da dizilerden teklifler gelmeye başladı. Ve işte buradayım!
Oyunculuğa yakın olduğunuzu, “Gerçekten yapabilirim!” hissini ne zaman fark ettiniz?
Aslında ben şarkıcı olmak istiyordum ve bu yüzden konservatuara gittim. Bazı sebeplerden ötürü bu hayalime ara vermek durumunda kaldım. O esnada bir sosyal medya uygulamasında videolar çekmeye başlamıştım. Kendi kendime kamera önünde olmak çok hoşuma gidiyordu. Bu sırada insanların ilgisinin çoğalmaya başladığını fark ettim. Üstüne de reklam teklifi gelip, profesyonel dünyada kamera karşısına geçince “İşte bu!” dedim.
Üniversiteyi dondurdunuz diye biliyoruz, devamıyla ilgili nasıl bir planınız var?
Üniversiteyi dondurmak durumunda kaldım çünkü hayallerimin peşinden koşmakla meşguldüm! Hala da öyle yapıyorum. Kariyerimdeki ilk durgun dönemde -ki umarım bu durgun dönem hiç olmaz- okula yeniden devam edip bitirme planım var.
Sportif aktivitelerle aranız nasıl?
Sekiz-dokuz yıl yüzücülükle uğraştım. Milli takıma girdim ama lisede bırakmak durumunda
kaldım. Fakat sonra geri dönmek istedim. İstedim ama artık eskisi gibi yüzemediğimi fark ettim. Yüzme biraz nankör bir spormuş meğer… Lise boyunca çok spor yaptığım söylenemez aslında. Ara sıra kişisel eğitmenle çalıştım. En son kısa bir süre crossfit yaptım. Sahilde yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Şimdi ise küçüklük hayalim olan jimnastik esnemeye gidiyorum. Çünkü ben jimnastik isterken babamlar beni yüzmeye yönlendirmişlerdi. Şimdi ise küçüklükten beri hayalim olan şu şpagat hareketini yapmaya çalışıyorum! Bunun için jimnastikçi bir arkadaşımdan ders alıyorum.
Beslenme düzeniniz nasıl?
Beslenmeme dikkat etmeye çalışıyorum ama ne yazık ki çoğu zaman edemiyorum. Elimden geldiğince az yemeye çalışıyorum. Mesela bazen güne aşırı sağlıklı öğünler ile başlıyorum, öğlen de aynı şekilde devam ettiriyorum ama eve geldiğimde eğer annem tatlı yapmışsa, kendimi o tatlıyı yerken buluyorum. Bu dönem baş ağrılarım yüzünden tedavi oluyorum. Tedavi dolayısıyla beslenmeme bazı kısıtlamalar getirmek durumunda kaldım. İki haftada dört-beş kilo verdim mesela... Çikolata, mantı, hamur işi görürsem yine de dayanamam yerim. Çünkü dayanamam!
Bu doğal ve sade güzelliğinizi neye borçluyuz peki?
Çok teşekkür ederim. Aslında bunu sağlamak için ekstra bir işlem ya da bakım uygulamıyorum. İnsanlar sosyal medyadan da soruyorlar “Saçına ne yapıyorsun, cildin için ne kullanıyorsun?” diye. Ama özel ürünlerim yok. Nemlendirici kullanıyorum ama sürekli aynı markayı tercih etmiyorum. Sadece çok yağlı yapıda olmamasına özen gösteriyorum. Su bazlı nemlendiricilerden kullanıyorum. Bir de annem, babam sağolsun tabii! (gülüyor)
Nasıl bir aileye sahipsiniz? İlişkinizi nasıl tanımlarsınız?
Tatlı ve küçük bir aileyiz. Bir kardeşim var. Annem çalışmıyor ama deli gibi spor yapıyor. Aşırı sağlıklı besleniyor. Aslında bu röportajı annemle yapsaydınız daha iyi olurdu! (gülüyor) Babam bazı küçük sağlık problemleri yüzünden spora ara verdi ama o da elinden geldiğince sağlıklı beslenmeye çalışıyor. Bunun dışında da hepimiz iyiyiz. Çok iyi geçiniyoruz, mutluyuz…
Aslı Bekiroğlu ne yaparak, nerelerde vakit geçirerek eğleniyor ve çok iyi hissediyor?
Şanslıyım ki erkek arkadaşım Bartu, aynı zamanda en yakın arkadaşım. O da yeni bir mekan açtı. Bağdat Caddesi’nde bir kafesi var. Ben de zamanımın çoğunu orada geçiriyorum. Zaten en çok onunla eğleniyorum, o yüzden o neredeyse ben de orada mutluyum. Sıkıldığım, bir şey yapmaya ihtiyaç duyduğum zaman onun yanına gidiyorum. Bunun dışında şarkı söylemek terapi gibi geliyor. Kardeşimle beraber çizim veya sanatsal etkinlikler yaptığımızda çok keyif alıyorum.
Sürekli çok enerjik, komik ve hareketli olmak yormuyor mu? Modunuz hiç düşmüyor mu? Yormuyor çünkü bunu özellikle yapmıyorum. Ben böyleyim. “Çok mutlu ve enerjik olayım” diye bir kaygım yok. İçimden nasıl geliyorsa öyle
davranıyorum. Modum tabii ki düşüyor, sık sık demoralize oluyorum. Ama olduğum zamanlarda da herhangi biri dışarıdan bakınca anlamıyor. Duygularımı çok gösteren, belli eden biri değilim. Bunu en iyi Bartu ve ailem biliyor.
Hayatı çok ciddiye mi, yoksa ti’ye mi alırsınız?
Ti’ye alanlardanım diyebilirim ama ciddiye almam gereken zamanlar da oluyor. Ne kadar ciddiye aldığım da tartışmaya açık bir konu... Aslında ben “Bir şey oluyorsa bir sebebi vardır, olmuyorsa da bir sebebi vardır” düşüncesindeyim. Çok zorlamamak gerekiyor bazı şeyleri. Olmadı diye çok üzülmemek lazım. Böylece canım çok fazla sıkılmıyor.
Bir hayaliniz vardır elbet… Ne için çabalıyorsunuz?
Festival filmlerine çok merak saldım şu sıralar. Kendimi bir festivalde, bağımsız yapımlarda izleyebilirsem çok mutlu olurum. Bir de Beyonce veya Rihanna gibi bir şarkıcı olmak istiyorum!
Yeni projenizden ve karakterinizden bize biraz bahseder misiniz? Nasıl geçiyor “Benim Tatlı Yalanım” seti?
“Benim Tatlı Yalanım” okuduğum an içimi ısıtan bir hikaye oldu. Daha önce oynamadığım bir karakter canlandıracağım, o yüzden heyecanlıyım. Çok detay veremiyorum şimdi sürprizi kaçmasın diye ama biraz bahsedeyim size. Ben, Suna karakterini canlandırıyorum. Suna; akıllı, çocuk ruhlu, inatçı ve lafını hiç sakınmayan, babası ve kardeşleriyle yaşayan hayat dolu bir kız. Annesini küçük yaşta kaybetmiş. Bir otelin terasındaki barda çalışıyor. Furkan Palalı ile başrolü paylaşıyoruz. Furkan ise Nejat karakterine hayat veriyor. Bir şekilde yollarımız kesişecek. Masum görünen bir yalanın sıcacık bir aşka dönüşme hikayesini izleyeceğiz hep birlikte. Çekimlere başladık, ekibimiz muhteşem. Set çok keyifli geçiyor ve eminim bizim bu güzel enerjimiz izleyicilere de geçecek. İnşallah haziranın ikinci haftası Star’da yayına gireceğiz.