Kadının kendinden küçük birine aşık olması hâlâ tabu
Kadının kendinden küçük birine aşık olması hâlâ tabu
Giriş Tarihi : 08.04.2013 - 11:00
Güncelleme Tarihi : 08.04.2013 - 11:00
Yeni neslin televizyonda yıldızı parlayan isimlerinden biri Hakan Kurtaş. Bir Çocuk Sevdim dizisi ile genç kızları kendini hayran bıraktı, Süpernova oyunundaki performansıyla da tiyatro seyircisini... Şimdilerde ise Hatice Aslan ile başrolü paylaştığı Vücut filmi ile konuşuluyor. Filmde, kendinden yaşça büyük bir porno yıldızına aşık olan İzzet’in değişen hayatını izliyoruz. Popüler olmaktan hoşlanmayan genç oyuncu, film sayesinde kimsenin göründüğü gibi yaşamadığını öğrendiğini söylüyor. Kurtaş ile kafalarda kalıplaşan tabuları yıkan Vücut’u konuştuk.
* Canlandırdığınız karakter nasıl bir ruh hali içinde?
İzzet çok naif gözüken bir yandan da dışarıdan bakılınca niteliksiz ve vasıfsız olarak tanımlanan bir çocuk. Yaşadığı hayat ona bir duruş getirmiş. Sistemin çok işe yarar diye damgalayamadığı tiplerden. Bir aşkla hayata tutunmaya çalışıyor. Kendi yaraları ile aynı derinlikte yaralara sahip bir kadına aşık oluyor. Balat’ta, kenar mahallede doğup büyümüş. Aşık olduğu Leyla da onunla beraber kendini keşfediyor. Leyla’yı bütün yönleriyle kabul ediyor.
* Siz bu rolle hayata dair neleri keşfettiniz?
Keşfettiğim en önemli şey kokunun önemi. Çocuk için çok önemli bir halde. Kadındaki koku annelik içgüdüsü ile bağdaşıyor. Bir yandan da çocuk çok farklı bir yerde büyümüş. Çekimler Balat’ta oldu. Set bitince bile ayrılmak istemediğim bir yer oldu orası. Riskli ve tehlikeli de bir yer. O riski göze alıp, tehlikenin içinde yürümek keyifliydi. İnsanların kendi kendine kurduğu ahlak değerlerine karşı duran bir film. İnandığı şeyi yaşamak isteyen bir çift var.
* Kadının kendinden yaşça küçük bir adamla beraber olması, toplum için bir tabu mu?
Hâlâ böyle durumları bir tabu olarak görüyoruz ki daha çok kurculamak istiyoruz. Acı vermeye çalışıyoruz. Ama böyle bir şey değil. Yaşadığınız aşkın üzerinden kimse size acı çektirmemeli. Acı iki kişinin arasında çekilebilir. İzzet yaş farkını görüyor ve yüzleşiyor. Bu cesaret ile hareket ediyor, bundan sonra zorluk
çekmiyor. Gerçek bir bağ kurduğu ve inandığı kadının yanında duruyor. Onun fiziksel olarak yaşlanması, çok tecrübeli olması kaygı duyduğu şeyler değil. Sevdiği durumlar. Yaş farkı durumunu hissettirmemeye çalışan taraf İzzet. Leyla’nın kadın olarak kaygıları oluyor.
“Koku hafızam çok kuvvetlidir aşkta ve oyunculukta da bu çok etkili”
* Aşkta koku sizin için önemli mi?
Çok önemli... Koku hafızam çok fazla vardır. Oyuncu olarak da katkı sağlıyor.
* Genç kızların beğendiği bir oyuncusunuz. Bu ilginin bocalamasını yaşadınız mı?
Olabilirdi. Ama neyle kendinizi var ettiğiniz ile alakalı bir şey. Dürüst olmayan bir şey üzerine var ettiğiniz zaman olmaz. Zayıf bir inşa olduğu için, birisi olumsuz bir şey dediği an yıkılabilirsiniz. Yaptığım işe değer veren insanların tepkisi ile var ediyorum kendimi. Popülerlikle gelen durumla da barışığım. Bu da farklı bir şey katıyor. Ama arsızca olmaması gerekiyor.
* Yakışıklılık kavramına güvendiniz mi? “Genç kızların sevgilisi olmak istemiyorum” demişsiniz....
Net bir şekilde öyle bir kararım yok. Oyunculuk okurken “Hakan yakışıklıdır” diye bir durum da yoktu. Sahnede yaptıklarım beni güzel bir hale getirmiş olabilir. Oyunculuk yapma derdindeyim. Yakışıklılık sıfatını almak için ayrıca bir şey yapmam. Yaptığım işler estetik ve güzel gözüküyorsa benim için iyi bir şeydir.
* Sokakta nasıl bir tepkiden sonra artık ünlü olduğunuzu fark ettiniz?
Dizideymişim gibi davranmaya başladıkları zaman. Yanımda parmağıyla beni göstererek konuşuyorlar. Sanki televizyondan çıkmamışım, hâlâ oradayım. Bunu fark ettiğim an “Evet tanınıyorum” dedim içimden. (gülüyor)
‘Kırılma anım tiyatro okumaya karar vermemdir’
* Sizin sıyrılma hikayeniz neydi?
İzmir’de doğdum ve babamın tayiniyle Bursa, Karacabey kasabasına gittik. Orada farklı bir şey için insanların savaştığını gördüm. Oradaki çocukların kaybedecek hiçbir şeyi yok. Gözleri inandıkları konu uğruna kararabilir. Karacabey bana “hiç” olabilme halini öğretti. Oradan sıyrılma hikayem İstanbul’da tiyatro okumayı tercih etmemdi.
* Oynadığınız karakterleri içselleştirir misiniz?
Bana öğrettiği durumlar var. Bu hikayede tabulardan, etiketlenmelerden rahatsız olduğumu hissettim. Aşk her türlü yaşanır. Aslında kimsenin bizim gördüğümüz gibi yaşamadığını öğretti. Benim ilk kamera tecrübemdi. Hatice Aslan bana çok yardımcı oldu.
* İlk deneyimde iyi bir oyunculuk çıkaramayacağınızı düşündünüz mü?
Kendime olan fazla özgüvenle ilgili değil ama çok inandım bu çocuğa. Filmi bitirdikten sonra yarın öbür gün böyle bir çocukla karşılaştığım zaman gözlerinin içine rahat bakabileceğimi biliyordum. İç huzur veriyor bu. Film o kadar huzurlu mu bilmiyorum...
‘Şarkı söylemeyi seviyorum yaptığım bestelerim var’
* Dot’da oynadığınız Süpernova oyunu da çok beğenildi...
Bir tiyatro oyuncusunun ne kadar disiplinli olması gerektiğine, işine inanıyorsa ne kadar fazla çalışması gerektiğini öğrendim o oyundan. Gerçekten düzenli bir şekilde çalışıp, hepimizin içine sinen bir oyundur Süpernova.
* Birini dövebilecek kadar iyi bir boks bilginiz de oldu. Bu kuvveti kullandınız mı hiç?
Yok kullanmadım. Boks yaparken ve sahnedeyken göz teması çok önemli. İkisi de çok farklı şeyler, ama ortak yanları var. Karşınızdakinin bir sonraki hamlesini bekliyorsunuz. Ben ilk yumruk attığım günleri hatırlıyorum yazmışım bir yere gözümü kırpıyormuşum. Şu anda asla gözümü kırpmıyorum. Fiziksel tiyatro adına çok farklı
bir deneyim. Bedensel olarak
beni eğitti.
* Şarkı da söylüyorsunuz. Bunu profesyonel bir hâlâ getirmeyi düşündünüz mü?
Bir şeyler yazıyorum. 13-14 şarkı besteledim. Gitar çalarak sözleri söylemeye başladım. Arkadaşlarla toplanınca onlara şarkıları söylüyorum. Hayata dair ve komik sözler yazıyorum. Herhangi bir hırsla da yapılan şeyler değil.
* Utangaç mısınız?
İnsanlardan utanırım gibi bir şey yok. Karşımdakini rahatsız edecek bir iletişim kurmak bana göre değil. İlk tanışmada “Ben oyuncuyumdur, şöyleyimdir” gibi söylemler bana arsız bir enerji gibi geliyor.
“Çetin Tekindor ile aynı sette olmak aklımı açıyor”
* Hayatınızı diziden önce ve sonra diye ayırabiliyor musunuz?
Bugüne kadar olan oyunculuk hayatım güzel bir şekilde aktı. Gereksiz bir hırs yapmadım. Dot benim için apayrı bir yer. Okuldan mezun olur olmaz tiyatro oynama şansı sağladı. Farklı hikayeler anlatabildim burada. Taze kalıyorum. Dizi popülerlik açısından dönüm noktası oldu. Çetin Tekindor ile aynı sette olmak, onun ağzından çıkan cümleler aklınızı açıyor. Televizyon adına işlerin ne kadar yumuşak bir şekilde ilerleyebileceğini gördüm. Kendimizi germiyoruz sette.
Sahnedeki yakın teması seviyorum
Hakan Kurtaş, Vücut filmi için yola çıkarken hiçbir zaman gişe rekortmeni olmasını hedeflemediklerini belirtiyor. Oyunculuk açısından tiyatro sahnesindeki izleyiciyle arasındaki yakın temas ona çok şey kazandırdığını belirtiyor. Yazın, Bir Çocuk Sevdim dizisi tatile girer girmez de yurt dışındaki bir müzik festivaline gitmeyi planlıyor.
Vatan