‘Mutlu ve şanslı bir insanım’
Ahu Türkpençe, Star TV’de başlayan ‘Börü’ dizisiyle ekrana döndü. Oyuncu, “Sadece sevdiğim işlerde olmak istiyorum. Bu kararı aldıktan sonra, daha az ve öz projelerde rol aldım. Mutlu ve şanslı bir insanım” dedi.
Patates’ adlı oyunuyla tiyatro sahnesinde izlediğimiz Ahu Türkpençe, ‘Börü’yle de ekrana gelecek... “Mini dizi olması bizim için büyük yenilik ve soluk olacak. Bir adım attık, inşallah devamı gelir” diyen oyuncuyla, yeni projesini, sektöre ve aşka bakışını konuştuk.
- ‘Börü’ nasıl bir dizi?
Altı bölümden oluşan, farklı bir proje. Hikayesi, tarzı ve tavrıyla farklı bir noktada duruyor. Bu sebepten dolayı kabul ettim. Bölümleri, sinema kalitesinde çektik. Daha önce hiç oynamadığım bir karaktere hayat veriyorum.
- Canlandırdığınız Asena nasıl bir karakter?
Sahada aktif görev alan bir tetikçi. ‘Börü’ ekibinde, hiç kimse onu kendisinden farklı görmüyor. Aynı zamanda da duygusal olarak büyük darbeler yemiş bir kadın, o yüzden birçok şeye kendini kapatmış ve duygusuz davranabiliyor.
- Hazırlık süreci nasıl geçti?
Sete başlamadan 20 gün önce Ahmet Pınar’la çalıştık. Dizide hem ekipteki karakterlerden birini canlandırıyor, hem de bizim taktik eğitmenliğimizi yapıyor. Muhteşemdir... Çatışma sahnelerinde yürüyüşlerimizi, silahı nasıl tutacağımızı ve nasıl adım atacağımızı gösterdi.
- Bu proje ekranda fark yaratacak mı sizce?
Mini dizi olması bizim için büyük yenilik ve soluk olacak. Eğer bir fark yaratırsa, 6-10 bölümlük diziler çekilmeye başlanır ve hepimiz nefes alırız. Bir adım attık, inşallah devamı gelir.
‘Patates’ adlı tiyatro oyununuz nasıl gidiyor?
İyi gidiyor. Oyunu ben yazdım. İki kişilik komedi, Orçun İynemli’yle oynuyorum. Bir komedide yer almayı çok istiyordum ama kafamdakini bulamıştım. Kendim yazmayı denedim. Ete kemiğe bürünmesi beni çok heyecanlandırıyor. ‘Börü’de sert, oturaklı bir kadını oynuyorum, tiyatrodaysa tam tersi aşık ve intikam almak isteyen birini canlandırıyorum.
- İleride dizi veya sinema filmi yazmak ister misiniz?
Bir sinema filmi yazdım ama daha hazır değil. Bir aşk hikayesi…
- Siz aşk hakkında neler hissediyorsunuz?
Benim aşk tanımım hep aynı kaldı. Aşk, seni güçlendiren bir şey. Her şeyi, her zaman aşkla yapmak gerekiyor. Sadece ikili ilişkilerde değil, işte de öyle olmalı. O zaman severek ve kalpten yapıyorsun, bu da seni güçlü kılıyor.
- Evlilik düşünüyor musunuz?
Bu anlık bir karar. Kişi doğru zamanda hissedip, istiyor sanırım... Henüz öyle bir hissim olmadı.
- Hayatınızda nasıl bir dönemdesiniz?
Çok mutluyum ve şanslı bir insanım. ‘Patates’ ve ‘Börü’ özellikle seçtiğim, mutlu olmak için yaptığım işler. Bu projeler bana doğru yolda olduğumu, iyi işler yaptığımı ve vazgeçmemem gerektiğini hatırlattığı için kendimi iyi hissediyorum.
- Türkiye’nin yıldız isimlerinden biriyken, kendinizi geri çektiniz. Bu tercihinizin sebebi neydi?
Sadece sevdiğim işlerde var olmak istiyorum. Bu kararı aldıktan sonra, daha az ve öz işlerde yer aldım. Hiç pişman değilim. Şanslıyım çünkü yaptığım her iş çok güzel oldu. Ölene kadar bu mesleği yapacağım için acele etmeye ve paniklemeye gerek yok.
‘Kadınlar her sektörde zorluk çekiyor’
-Şöhret size ne ifade ediyor?
Çok bir şey ifade etmiyor. Şöhret olabilmek için yaptığım ekstra bir şey yok. Varlığını yadsımıyorum ama eksikliğini de hissetmem. Televizyonda insanların beni görmediği dönemlerde evde oturmuyorum. O sırada tiyatro yapıyorum veya sinema filmi çekiyorum. Televizyon odaklı yaşayanlar beni görmüyor.
-Türkiye’de kadın olmanın zorluğu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sadece Türkiye’de değil, dünyada böyle bir sorun var. Her sektörde, kadınlar zorluk çekiyor ama biz güçlüyüz. Gücümüzü aşktan ve sevgiden alıyoruz. Kendimizi kapatmak, küsmek yerine daha çok sevmek, inat etmek ve sevgiyle işini yapmak gerekiyor. Yılmamak lazım.
Kaynak: Milliyet / Senem Aydın
Fotoğraf: Hüseyin Özdemir