'Sektöre eşek rolüyle girdim!'
‘Türk Malı’ dizisiyle ekranlara dönmeye hazırlanan Şafak Sezer: Benden destek talep edenlere destek olurum. Bazen küslüklerim oluyor. Çocuk ruhluyumdur, çabuk küserim
Yedi yıl aradan sonra yeni bölümleri çekilen 'Türk Malı' dizisiyle yeniden ekranlara dönecek olan Şafak Sezer'le dizi setinde bir araya geldik. Yapımda 'Erman' karakterine hayat veren Sezer, dizinin yanı sıra özel hayatına dair samimi açıklamalar yaptı...
TİYATRO YAPMAK ZORDU
Yedi yıl aradan sora yeniden aynı dizide rol almak nasıl bir duygu?
Yedi yıl aradan sonra başlamasının benim açımdan güzelliği şu: Sit-com'lar yarı tiyatro gibidir. Benim televizyonda sevdiğim şey bu. Tiyatro geçmişi olan insanlar sit-com'da acemi olmazlar. Tiyatro provasındaymışız gibi çekim yapıyoruz.
Sizin tiyatro geçmişiniz de var değil mi?
Çok meşhur olmayan bir tiyatro geçmişim var. Biz eski 302 otobüslerle tiyatro yapardık. Camlara afişleri asar, Kırklareli'den Diyarbakır'a kadar giderdik. O bölgelere tiyatro gittiği zaman çok mutlu oluyorlardı.
Zor şartlarda tiyatro yapmışsınız...
Aynen. 1999'da Nedim Saban Tiyatrosu ile Şen Makas'la yine turne yaptık. Mesela Niğde'de öğretmenler, kendi evlerine misafir ederlerdi bizi. Bu anılar beni çok besledi.
Sonra da tiyatro yapmadınız. Bir özlem var sanki...
Askerden sonra Müjdat Gezen'de çocuk tiyatrosu yaptım. 14 yıldır tiyatro yapmamışım. Güzel bir şey gelirse yeniden yapmak isterim.
Komedi olmasını mı tercih edersiniz?
Yani. Komedi olursa iyi olur. Yazgıyı seyirci yazar. 'Bu çocuk komik' dedikleri an, komedilerde oynamaya başlıyorsun. İşveren de seni öyle görüyor.
Komedyenler arasında rekabet ortamı var mı sizce?
Yok. Herkes işinde gücünde. Bize talep gelirse gider destek oluruz. En son Erkan Petekkaya geldi, oynadı. Bazen küskünlüklerim oluyor. Çabuk küserim. Çocuk ruhlu bir yapım var.
Oynadığınız 'Erman' karakteri zor bir adam. Nasıl tanımlıyorsunuz?
'Erman' ailesine düşkün, dürüst, düz bir adam. Bu yaşına gelmiş hâlâ ilgi bekliyor.
Her erkek gibi aslında...
Doğru söylüyorsun; her erkek gibi. Kız çocuk doğuştan annedir. Erkek mücadelecidir, kendini ispat etme çabasındadır. Erkek hep ilgi üstünde olsun ister. O yüzden analarının kuzularıdır onlar.
Siz de öyle değil misiniz?
Benim genetikte bozukluk var galiba. Babamı çok seviyordum. Annem tabii ki eşsiz bir hanımefendiydi ama babacıydık biz. Babam çok mizahçıydı çünkü. İstanbul maceramdan sonra babamla kopuş başladı.
SEKTÖRE EŞEK ROLÜYLE GİRDİM
Sektöre girerken babanızdan destek gördünüz mü?
Gördüm. Mehmet Karagöl adında çok özel bir adam var. Babam ona, "Benim oğlan çok güzel taklit yapar, güzel türkü söyler" dedi. O da şaka yollu "Bizim tiyatroda eşek rolü var, gelsin başlasın" dedi. Öyle başladım. Arif Sağ, Belkıs Akkale gibi sanatçılar Çınçın'a konsere gelirlerdi. Onlardan önce sesi güzel çocuklar çıkardı. Beni de çıkarırlardı. İlkokuldayken soloya seçerlerdi beni. Durumumuz da kılık kıyafet almaya çok müsait değildi, önlükle okurdum şarkıları.
O günlerde bugünleri hayal eder miydiniz?
Bir gün bitecek diye düşünüyordum. Eskiden çocukluğumuzda kamplara gitme hayali kurardık. Çadır alıp denize gideceğiz diye. Ankaralılar denizi hep merak eder. Sedef hastasıydım ben. Vücudumun her yerinde sedef çıkmıştı. 'Deniz suyu iyi gelir' dediler. Güreş şampiyonu Ahmet Ayık'ın bir oteli vardı. 'Otelde temizlik işi var' dediler, ben de gittim. O dönem inşaatta çalışıyordum. Hem temizlik yaptım, hem denize girdim. Hayatımda denize ilk defa 18 yaşında girdim. Ben top da oynuyordum ama babam çok istemiyordu çünkü ayaklarım, dizlerim yara bere içinde geliyordum eve.
CENAZELERİNE YETİŞEMEDİM
Peki, babanız sizin popüler olduğunuz dönemleri gördü mü?
Gördü. Babam 'Sıdıka'yı, 'Baskül Ailesi'ni gördü. Arçelik reklamlarında oynarken gördü. "Başardım baba" dedim. İlk arabamı aldığımda telefonla konuştuk. "Sigaram yok" dedi. Bastım İstanbul'dan Ankara'ya gittim. Bir karton sigara aldım ona. Şeker ve kalp hastalığı bizde genetik olduğu için babam vefat etti. Annem de 'Maskeli Beşler'i gördü en son. 2007'de de o vefat etti. İkisinin cenazesine de yetişemedim.
Set mi vardı?
Evet. 'Perde kapanmaz' derler ya, o hesap.
Sizi çok seven olduğu kadar antipatik bulanlar da var...
Bu bana has bir şey değil. Seven de olacak, sevmeyip eleştiren de... Sevmeyenler varmış da... Çok umurumda değil açıkçası.
Ev işleriyle aranız nasıl?
Elektrik işleri hariç her işi yaparım. Mutfakla aram iyidir.
Kızları artık büyüttünüz. 'Erkek çocuğum olsun' diyor musunuz?
İstemem, geçti artık. Kız-erkek ayrımı yapmıyorum, mutluyum.
KAYNAK: SABAH - İLKER GEZİCİ